Karbonhidratlar vücutta sindirildiğinde, karbonhidratların en küçük birimi olan glikozun kandaki oranı artar. Kanda artan glikozun kaslara ve yağ hücrelerine ulaşabilmesi için pankreastan insülin hormonu salgılanır. Böylece kan şekeri tekrar normal düzeye iner. Bu nedenle insülin, kan şekerini kontrol altında tutan hormondur ve yeterince salgılanamadığı veya insülinin etkisine karşı direnç oluşması durumunda şeker hastalığı ortaya çıkar.
İnsülin, spor yapan ve yapmayan kişilerde farklı etkilere sahiptir. Spor yapmayan bir kişi, karbonhidrat içerikli bir gıda tükettiğinde, sindirimden sonra kana geçen glikoz, insülinin etkisiyle büyük oranda yağ olarak depolanmak üzere karaciğere, çok küçük bir miktarı ise enerji olarak kullanılmak üzere kaslara gönderilir. Yağ olarak depolanan glikoz zamanla kilo alımına neden olmaktadır.
Spordan önce karbonhidrat ve protein içeren bir gıda tüketildiğinde hem enerji ihtiyacının karşılanır hem de artan insülin salgısıyla kasların ihtiyacı olan amino asitler daha hızlı iletilir. Ayrıca spor sonrası tüketilen karbonhidratlı gıdaların glikojen depolarını yeniden doldurmasını sağlayan yine insülin hormonudur.
Spor yapılmayan dinlenme durumlarında salgılanan insülin yağ hücrelerinin depolanmasını arttırır; spor sırasında salgılandığında ise kaslara enerji için glikozu, kas gelişimi için daha fazla amino asiti sağlar.
İnsülinin büyüme hormonu salgısını arttırıcı bir etkisi bulunmaktadır. Bu sporcularda kas sistemi için önemli bir yere sahiptir. Kanda fazla miktarda bulunduğunda, kan şekerini normal düzeyin çok altına düşüren insülin hipoglisemiye yani kan şekerinde aşırı düşüşe sebep olabilmektedir.
Spora başlanan ilk yarım saatte ihtiyaç duyulan enerji karbonhidratlardan elde edilir. Karbonhidratın vücuttaki depo hali olan glikojenin, basit şeker yani glikoz formuna dönüşerek enerji eldesinde kullanılmasını sağlayan hormon ise glukagondur. İnsülinin aksine kanda azalan şekerini normal seviyeye getirmek için kan şekerini yükseltir. Düzgün ve dengeli çalışan metabolizmaya sahip bir bireyde glukagon sayesinde kanda artan glikoz, insülin sayesinde kandan kaslara enerji eldesi için gönderilir.
İnsülin, spor yapan ve yapmayan kişilerde farklı etkilere sahiptir. Spor yapmayan bir kişi, karbonhidrat içerikli bir gıda tükettiğinde, sindirimden sonra kana geçen glikoz, insülinin etkisiyle büyük oranda yağ olarak depolanmak üzere karaciğere, çok küçük bir miktarı ise enerji olarak kullanılmak üzere kaslara gönderilir. Yağ olarak depolanan glikoz zamanla kilo alımına neden olmaktadır.
Spordan önce karbonhidrat ve protein içeren bir gıda tüketildiğinde hem enerji ihtiyacının karşılanır hem de artan insülin salgısıyla kasların ihtiyacı olan amino asitler daha hızlı iletilir. Ayrıca spor sonrası tüketilen karbonhidratlı gıdaların glikojen depolarını yeniden doldurmasını sağlayan yine insülin hormonudur.
Spor yapılmayan dinlenme durumlarında salgılanan insülin yağ hücrelerinin depolanmasını arttırır; spor sırasında salgılandığında ise kaslara enerji için glikozu, kas gelişimi için daha fazla amino asiti sağlar.
İnsülinin büyüme hormonu salgısını arttırıcı bir etkisi bulunmaktadır. Bu sporcularda kas sistemi için önemli bir yere sahiptir. Kanda fazla miktarda bulunduğunda, kan şekerini normal düzeyin çok altına düşüren insülin hipoglisemiye yani kan şekerinde aşırı düşüşe sebep olabilmektedir.
Spora başlanan ilk yarım saatte ihtiyaç duyulan enerji karbonhidratlardan elde edilir. Karbonhidratın vücuttaki depo hali olan glikojenin, basit şeker yani glikoz formuna dönüşerek enerji eldesinde kullanılmasını sağlayan hormon ise glukagondur. İnsülinin aksine kanda azalan şekerini normal seviyeye getirmek için kan şekerini yükseltir. Düzgün ve dengeli çalışan metabolizmaya sahip bir bireyde glukagon sayesinde kanda artan glikoz, insülin sayesinde kandan kaslara enerji eldesi için gönderilir.
Burak UĞURLU
Yorumlar
Yorum Gönder