Çağımızın vebası kanser ile mücadele yakalanmadan önce başlar, bu nedenle de özellikle kanser oluşumuna neden olan yiyeceklerden uzak durmalıyız.Birde oluşabilecek kanserojen hücreleri yok eden olmasını engelleyen yiyecekler var onları sizin için derledik.
İşte kanser düşmanı yiyecekler...
Bal kabağı: Tüm kabaklar çinkodan zengindir, sağlıklı deri ve tırnaklar için gereklidir. Kalp hastalığı ve kansere karşı koruyucu bir antioksidan olan betakaroteni içerirler. Kabağın dış kabuğunu yemek tabi ki oldukça zordur, çekirdeğe ulaşmak için kabuğa yakın bir şekilde onu kazıdıkça daha fazla besin öğesi içeren o turuncu kısma ulaşılacaktır. Çekirdekleri de beyin sağlığı için gerekli olan mükemmel bir Omega 6 ve diğer yağ asitleri kaynağıdır. Çekirdekleri ılık suda yıkayıp 20 dakika zeytinyağı ile çevirin, salata ve çorbalara serpiştirin
Kuru erik: Bol miktarda fenol içeren ve güçlü bir antioksidan olan kuru erik, en sevdiğiniz gıdaların arasında olmayabilir. Ancak kuru erik kalp sağlığını iyileştiriyor, kan şekeri seviyesini normale çeviriyor, sindirim düzenini destekliyor, kolesterolü düşürüyorSarımsak: Sarımsağın kabuğu 6 farklı antioksidan bileşik içerir. Sarımsağın dış yüzeyini atmak yaşlanma süreciyle mücadele eden ve kalbi koruyan fenilpropanoid antioksidanların atıldığı anlamına gelmektedir. Yarım veya bütün bir sarımsağa zeytinyağı gezdirip fırında pişirilen yemeklere veya pişmiş sebzelere ekleyebilirsiniz.
Nar: Süper antioksidan olan nar, prostat kanserini önlemede kilit rol oynuyor. Erkekler üzerinde yapılan testlerde, ameliyat sonrasında beslenmelerinde bol miktarda nar suyu içenlerde prostat kanserinin nüksetme riskinin düştüğü belirlendi.
Turunçgiller: Portakal ve mandalina kabuğu süper flavonoidler denen güçlü antioksidanlardan zengindir. İyi kolesterol seviyelerini düşürmeden kötü kolesterolü azaltmaya yardımcıdırlar. Kabuğundan gelen antioksidanlar meyvenin suyunu içmekten 20 kat daha güçlüdür. Beyaz kısımları da yüksek pektin içeriğine sahiptir. Pektin diyet lifinin bileşenidir, kolesterolü düşürmeye yardımcıdır ve bağırsaklarda dost bakterilerin kolonize olmasını sağlar. Turunçgiller, meyve sıkacağına kabukları ile birlikte atılabilir ya da narenciye kabukları damak tadınıza göre yemeklere ya da keklere konabilir.
Yaban mersini: Vücudunuzda hastalığa yol açan çeşitli şeyler var. Serbest radikallerin yanında, çevreyi kirletenler, normal metabolizma ve beslenme şekliniz oksidatif hasara yol açıyor ve hastalığa neden olabiliyor. Antioksidan gıdalar, hastalığı önlemek ve etkisini tersine çevirmek amacıyla vücudunuzda bu süreçleri önlemeye yardım eden mikro-besinler içeriyor. Vahşi yaşamda yetiştiği ve organik olduğu için yaban mersininde yüksek miktarda antioksidan var.
Patates: Bir yumruk büyüklüğündeki patates kabuğu günlük tavsiye edilen çözünür lif, potasyum, demir, fosfor, çinko ve C vitamini ihtiyacının yarısını karşılar. Patateslerin kabuğunu soymadan, güzelce yıkadıktan sonra elma dilim şeklinde az zeytinyağı ile pişirebilirsiniz.
Kivi: Kivinin saçlı yüzeyi antioksidanlardan zengindir. Anti kanser, anti-inflamatuar (iltihap karşıtı) ve anti alerjik özelliktedir. Kabuğu kendisinden 3 kat daha fazla antioksidan içerir. Suyunu içiyorsanız blenderdan kabukları da geçirin.
Ananas: Sert çekirdekli kısmı kullanılabilir. Lif ve C vitamini içeriğinin yanı sıra esas faydası bromelain adlı enzimden gelmektedir. Bu enzim besinleri ve ölü dokuları sindirim sisteminde hızlıca parçalar ve böylece mideyi korur. Ananasın çekirdek kısmı meyvesinden iki kat daha fazla bromelain içerir. Bastırın ve çekirdeği ezin, suyunu içeceklere ekleyin. Çiğnemesi zor olabilir ancak kalan çekirdek kısmı ekstra lif için çorbalara ve güveçlere eklenebilir.
Karanfil, tarçın ve kekik (ÇEKİLMİŞ): Baharatların birçoğunda antioksidan bulunduğunu söyleyen araştırmacılar, bu üç baharatın ise daha fazla antioksidan içerdiğini açıkladılar. Bunları fazla miktarlarda tüketemeyeceğiniz bir gerçek. Fakat, bundan sonra mevsimine göre yediğiniz yemeklerde bu baharatların miktarını ve yoğunluğunu artırabilirsiniz.
Brokoli: Küçük çiçekleri daha çekici görünse de brokolinin saplarını yemek için de çok neden vardır. Sapları çiçeklerine göre daha az lezzetli olsa da kalsiyum ve C vitamininden daha zengindirler. Saplar aynı zamanda çözünür lif içerir, daha uzun süre tokluk sağlar. Brokolinin saplarını ince şeritler halinde kesip buharda ya da tavada pişirebilir, soya sosu ve lor peyniri ile tatlandırabilirsiniz.
Muz: Yapılan bir araştırmada muz kabuğu ekstresinin ruh halini dengeleyen bir kimyasal olan serotoninden zengin olduğu için depresyonu azaltabildiği sonucuna varılmıştır. Muz kabuğu lutein antioksidanını da içerdiğinden göz hücrelerini ultraviyole ışığın zararlı etkilerine karşı korur. Bu ışığa fazla maruz kalmak katarakt oluşum riskini artırır. Araştırma ekibi muz kabuğunu 10 dakika kadar kaynatıp, soğutulmuş suyunu içmeyi önermektedir. Muzun kabuğunu meyve sıkacağından geçirip suyunu da içilebilirsiniz.
Burak UĞURLU
Personal Trainer / Kişisel Antrenör
www.buraksports.com
İşte kanser düşmanı yiyecekler...
Bal kabağı: Tüm kabaklar çinkodan zengindir, sağlıklı deri ve tırnaklar için gereklidir. Kalp hastalığı ve kansere karşı koruyucu bir antioksidan olan betakaroteni içerirler. Kabağın dış kabuğunu yemek tabi ki oldukça zordur, çekirdeğe ulaşmak için kabuğa yakın bir şekilde onu kazıdıkça daha fazla besin öğesi içeren o turuncu kısma ulaşılacaktır. Çekirdekleri de beyin sağlığı için gerekli olan mükemmel bir Omega 6 ve diğer yağ asitleri kaynağıdır. Çekirdekleri ılık suda yıkayıp 20 dakika zeytinyağı ile çevirin, salata ve çorbalara serpiştirin
Kuru erik: Bol miktarda fenol içeren ve güçlü bir antioksidan olan kuru erik, en sevdiğiniz gıdaların arasında olmayabilir. Ancak kuru erik kalp sağlığını iyileştiriyor, kan şekeri seviyesini normale çeviriyor, sindirim düzenini destekliyor, kolesterolü düşürüyorSarımsak: Sarımsağın kabuğu 6 farklı antioksidan bileşik içerir. Sarımsağın dış yüzeyini atmak yaşlanma süreciyle mücadele eden ve kalbi koruyan fenilpropanoid antioksidanların atıldığı anlamına gelmektedir. Yarım veya bütün bir sarımsağa zeytinyağı gezdirip fırında pişirilen yemeklere veya pişmiş sebzelere ekleyebilirsiniz.
Nar: Süper antioksidan olan nar, prostat kanserini önlemede kilit rol oynuyor. Erkekler üzerinde yapılan testlerde, ameliyat sonrasında beslenmelerinde bol miktarda nar suyu içenlerde prostat kanserinin nüksetme riskinin düştüğü belirlendi.
Turunçgiller: Portakal ve mandalina kabuğu süper flavonoidler denen güçlü antioksidanlardan zengindir. İyi kolesterol seviyelerini düşürmeden kötü kolesterolü azaltmaya yardımcıdırlar. Kabuğundan gelen antioksidanlar meyvenin suyunu içmekten 20 kat daha güçlüdür. Beyaz kısımları da yüksek pektin içeriğine sahiptir. Pektin diyet lifinin bileşenidir, kolesterolü düşürmeye yardımcıdır ve bağırsaklarda dost bakterilerin kolonize olmasını sağlar. Turunçgiller, meyve sıkacağına kabukları ile birlikte atılabilir ya da narenciye kabukları damak tadınıza göre yemeklere ya da keklere konabilir.
Yaban mersini: Vücudunuzda hastalığa yol açan çeşitli şeyler var. Serbest radikallerin yanında, çevreyi kirletenler, normal metabolizma ve beslenme şekliniz oksidatif hasara yol açıyor ve hastalığa neden olabiliyor. Antioksidan gıdalar, hastalığı önlemek ve etkisini tersine çevirmek amacıyla vücudunuzda bu süreçleri önlemeye yardım eden mikro-besinler içeriyor. Vahşi yaşamda yetiştiği ve organik olduğu için yaban mersininde yüksek miktarda antioksidan var.
Patates: Bir yumruk büyüklüğündeki patates kabuğu günlük tavsiye edilen çözünür lif, potasyum, demir, fosfor, çinko ve C vitamini ihtiyacının yarısını karşılar. Patateslerin kabuğunu soymadan, güzelce yıkadıktan sonra elma dilim şeklinde az zeytinyağı ile pişirebilirsiniz.
Kivi: Kivinin saçlı yüzeyi antioksidanlardan zengindir. Anti kanser, anti-inflamatuar (iltihap karşıtı) ve anti alerjik özelliktedir. Kabuğu kendisinden 3 kat daha fazla antioksidan içerir. Suyunu içiyorsanız blenderdan kabukları da geçirin.
Ananas: Sert çekirdekli kısmı kullanılabilir. Lif ve C vitamini içeriğinin yanı sıra esas faydası bromelain adlı enzimden gelmektedir. Bu enzim besinleri ve ölü dokuları sindirim sisteminde hızlıca parçalar ve böylece mideyi korur. Ananasın çekirdek kısmı meyvesinden iki kat daha fazla bromelain içerir. Bastırın ve çekirdeği ezin, suyunu içeceklere ekleyin. Çiğnemesi zor olabilir ancak kalan çekirdek kısmı ekstra lif için çorbalara ve güveçlere eklenebilir.
Karanfil, tarçın ve kekik (ÇEKİLMİŞ): Baharatların birçoğunda antioksidan bulunduğunu söyleyen araştırmacılar, bu üç baharatın ise daha fazla antioksidan içerdiğini açıkladılar. Bunları fazla miktarlarda tüketemeyeceğiniz bir gerçek. Fakat, bundan sonra mevsimine göre yediğiniz yemeklerde bu baharatların miktarını ve yoğunluğunu artırabilirsiniz.
Brokoli: Küçük çiçekleri daha çekici görünse de brokolinin saplarını yemek için de çok neden vardır. Sapları çiçeklerine göre daha az lezzetli olsa da kalsiyum ve C vitamininden daha zengindirler. Saplar aynı zamanda çözünür lif içerir, daha uzun süre tokluk sağlar. Brokolinin saplarını ince şeritler halinde kesip buharda ya da tavada pişirebilir, soya sosu ve lor peyniri ile tatlandırabilirsiniz.
Muz: Yapılan bir araştırmada muz kabuğu ekstresinin ruh halini dengeleyen bir kimyasal olan serotoninden zengin olduğu için depresyonu azaltabildiği sonucuna varılmıştır. Muz kabuğu lutein antioksidanını da içerdiğinden göz hücrelerini ultraviyole ışığın zararlı etkilerine karşı korur. Bu ışığa fazla maruz kalmak katarakt oluşum riskini artırır. Araştırma ekibi muz kabuğunu 10 dakika kadar kaynatıp, soğutulmuş suyunu içmeyi önermektedir. Muzun kabuğunu meyve sıkacağından geçirip suyunu da içilebilirsiniz.
Burak UĞURLU
Personal Trainer / Kişisel Antrenör
www.buraksports.com
Yorumlar
Yorum Gönder