Şeker insanlar için vazgeçilmez bir besin. Doğal olarak meyve ve sebzelerde bulunan şekere fiziksel sağlığımız için ihtiyacımız var. Özellikle zihinsel faaliyetlerin yürütülmesi ve iyi bir ruh hâli için olmazsa olmaz. Ama fazla şeker ve kimyasal işlemlerle beyazlatılmış şekerin sağlığa zararlarını göz önünde bulundurmak gerek.
Şekerin beyaz toz haline getirilmiş hâli genellikle GDO’ludur. Şeker başka formlarda da bulunabilir. Mısır şurubu, bal, akçaağaç şurubu gibi şekerin tüm formları vücudu bir şekilde etkilemektedir. Vücut çok yüksek miktarda işlenmiş şekeri kaldıramaz. Vücuttaki temel organlar bu kalitesiz şekerin tüketimiyle ciddi hasarlar alırlar. Şekerin tek başına kendisi bir yemek grubu değildir. Fakat şeker beklendiği gibi tek başına çoğu yiyeceklerde değişik yapılarda bulunmaktadır ve herhangi bir besin maddesi, protein, yağ ve enzim bulundurmaz sadece boş kalori yapısıdır.
Katma şekerin herhangi güvenli bir niceliği yoktur. Sadece meyve ve sebzelerdeki doğal şeker vitaminlerle, liflerle, enzimlerle dengelenmiştir dolayısıyla meyve ve sebzelerin özellikleri şeker sindirimini yavaşlatarak vücuda bu konuda yardım eder. Fakat katkılı şeker herhangi bir yarar sağlamaz.
Yemeklerde aşırı şeker kullanımı sağlıklı bir alışkanlık değildir. Fakat sadece az sayıda insan şekeri uygun miktarlarda kullanırken çoğu insan fazla miktarlarda kullanır. Başka bir deyişle insanlar genellikle sadece şekerden ekstra 500 kalori almaktadır. İnsanlar şekerin sağlığa faydalı olmadığını bilir fakat fazla şeker tüketiminin zararının çok fazla doymuş yağ, trans yağ ve tuz tüketimi kadar zararlı olmadığını düşünürler. Bu inanış tamamen yanlıştır.
Şekerin birtakım şaşırtıcı fakat zararlı etkileri vardır.
1. Şeker Kalbe Zarar Verir
Fazladan şeker tüketimi kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır.
Elde edilen verilere göre şeker kalbin pompalama mekanizmasını etkilemekte ve kalpte arıza riskini artırmaktadır. Şeker temel olarak kalp krizinden sorumlu kötü kolesterolü ve trigliseritleri (bir çeşit yağ asidi) artırır.
2. Şeker Göbek ve Bel Çevresi Yağlarını Artırır
Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri obezitedir. Çocuklardaki obezite vücudun belli yerlerindeki yağ birikiminin sonucudur. Bunun bir nedeni fruktoz yüklü içecekler ve meşrubatlardır. Aşırı fruktoz alımı(fakat glikoz alımı değil) öncü yağların olgunlaşmasına neden olur. Bu yağlar bel çevresinde birikerek gelecekteki kalp hastalıklarının ve diyabetin riskini artırır. Şeker ayrıca kilo alımını, yeme arzusunu ve uyuma zorluklarını artırır.
3. Şeker Sessiz Katildir
Obezite her hastalığın öncüsüdür ve obezitenin temel nedeni aşırı şeker tüketimidir. Aşırı fruktoz alımı leptin direncini de artırır. Leptin bize yeterli miktarda yemek aldığımızı bildiren bir hormondur. Buradaki problem ise genellikle beyinden gelen bu sinyali dikkate almayız. Şekerin sessiz katil olarak adlandırılmasının nedeni ise yol açtığı hastalıklara haber vermeden yani belirtiler göstermeden neden olmasıdır.
4. Şeker Bağışıklık Sistemini Zayıflatır
Bağışıklık sistemimiz hastalıklara karşı vücudumuzun en önemli güvenlik mekanizmasıdır. Yüksek miktarda şeker alımı çalışmalara göre bağışıklık sisteminin bakterilere, virüslere, parazitlere ve çeşitli mikroorganizmalara karşı mücadele yeteneğini önemli ölçüde zaafa uğratmaktadır. Bir insanın her yemekte şeker kullandğını varsayarsak bu insanın bağışıklık sistemi her bir günde kapasitesinin yarısı kadar güçle işlevini yerine getirir.
5. Şeker ve Alkol Vücutta Karaciğere Karşı Aynı Toksik Etkiyi Gösterir
Bilim adamları ihtiyaç fazlası alınan fruktoz ve glikozun tıpkı alkol gibi karaciğere aynı zehirleyici etkiyi yapmaktadır. Şeker alkol gibi karaciğer üzeride kronik etkilere yol açmaktadır. Elde edilen verilere göre karaciğer hasarı aşırı kalori ya da kilo artışı olmadan da ortaya çıkabilmektedir.
6. Şeker Kronik Hastalıkların Öncüsüdür
Fazla miktarda ve sürekli şeker tüketimi kandaki insülin miktarını artırır. İnsülin pankreas tarafından kan şekerini artırmak için salgılanan bir hormondur. Şeker ne kadar fazla tüketilirse pankreas o kadar insülin salgılar. Verilere göre kronik insülin yüksekliği bazı kalp hastalıklarına, kansere, sivilceye, polisitik yumurtalık sendromuna, ve hatta miyopa davetiye çıkarmaktadır. Azalan şeker miktarı insülinin de azalmasına neden olur. İnsülin yüksekliğinin neden olduğu birçok kronik rahatsızlık vardır. Bunlar:
Şekerin beyaz toz haline getirilmiş hâli genellikle GDO’ludur. Şeker başka formlarda da bulunabilir. Mısır şurubu, bal, akçaağaç şurubu gibi şekerin tüm formları vücudu bir şekilde etkilemektedir. Vücut çok yüksek miktarda işlenmiş şekeri kaldıramaz. Vücuttaki temel organlar bu kalitesiz şekerin tüketimiyle ciddi hasarlar alırlar. Şekerin tek başına kendisi bir yemek grubu değildir. Fakat şeker beklendiği gibi tek başına çoğu yiyeceklerde değişik yapılarda bulunmaktadır ve herhangi bir besin maddesi, protein, yağ ve enzim bulundurmaz sadece boş kalori yapısıdır.
Katma şekerin herhangi güvenli bir niceliği yoktur. Sadece meyve ve sebzelerdeki doğal şeker vitaminlerle, liflerle, enzimlerle dengelenmiştir dolayısıyla meyve ve sebzelerin özellikleri şeker sindirimini yavaşlatarak vücuda bu konuda yardım eder. Fakat katkılı şeker herhangi bir yarar sağlamaz.
Şekerin Zararları
Şeker Tüketiminin Yan EtkisiYemeklerde aşırı şeker kullanımı sağlıklı bir alışkanlık değildir. Fakat sadece az sayıda insan şekeri uygun miktarlarda kullanırken çoğu insan fazla miktarlarda kullanır. Başka bir deyişle insanlar genellikle sadece şekerden ekstra 500 kalori almaktadır. İnsanlar şekerin sağlığa faydalı olmadığını bilir fakat fazla şeker tüketiminin zararının çok fazla doymuş yağ, trans yağ ve tuz tüketimi kadar zararlı olmadığını düşünürler. Bu inanış tamamen yanlıştır.
Şekerin birtakım şaşırtıcı fakat zararlı etkileri vardır.
1. Şeker Kalbe Zarar Verir
Fazladan şeker tüketimi kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır.
Elde edilen verilere göre şeker kalbin pompalama mekanizmasını etkilemekte ve kalpte arıza riskini artırmaktadır. Şeker temel olarak kalp krizinden sorumlu kötü kolesterolü ve trigliseritleri (bir çeşit yağ asidi) artırır.
2. Şeker Göbek ve Bel Çevresi Yağlarını Artırır
Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri obezitedir. Çocuklardaki obezite vücudun belli yerlerindeki yağ birikiminin sonucudur. Bunun bir nedeni fruktoz yüklü içecekler ve meşrubatlardır. Aşırı fruktoz alımı(fakat glikoz alımı değil) öncü yağların olgunlaşmasına neden olur. Bu yağlar bel çevresinde birikerek gelecekteki kalp hastalıklarının ve diyabetin riskini artırır. Şeker ayrıca kilo alımını, yeme arzusunu ve uyuma zorluklarını artırır.
3. Şeker Sessiz Katildir
Obezite her hastalığın öncüsüdür ve obezitenin temel nedeni aşırı şeker tüketimidir. Aşırı fruktoz alımı leptin direncini de artırır. Leptin bize yeterli miktarda yemek aldığımızı bildiren bir hormondur. Buradaki problem ise genellikle beyinden gelen bu sinyali dikkate almayız. Şekerin sessiz katil olarak adlandırılmasının nedeni ise yol açtığı hastalıklara haber vermeden yani belirtiler göstermeden neden olmasıdır.
4. Şeker Bağışıklık Sistemini Zayıflatır
Bağışıklık sistemimiz hastalıklara karşı vücudumuzun en önemli güvenlik mekanizmasıdır. Yüksek miktarda şeker alımı çalışmalara göre bağışıklık sisteminin bakterilere, virüslere, parazitlere ve çeşitli mikroorganizmalara karşı mücadele yeteneğini önemli ölçüde zaafa uğratmaktadır. Bir insanın her yemekte şeker kullandğını varsayarsak bu insanın bağışıklık sistemi her bir günde kapasitesinin yarısı kadar güçle işlevini yerine getirir.
5. Şeker ve Alkol Vücutta Karaciğere Karşı Aynı Toksik Etkiyi Gösterir
Bilim adamları ihtiyaç fazlası alınan fruktoz ve glikozun tıpkı alkol gibi karaciğere aynı zehirleyici etkiyi yapmaktadır. Şeker alkol gibi karaciğer üzeride kronik etkilere yol açmaktadır. Elde edilen verilere göre karaciğer hasarı aşırı kalori ya da kilo artışı olmadan da ortaya çıkabilmektedir.
6. Şeker Kronik Hastalıkların Öncüsüdür
Fazla miktarda ve sürekli şeker tüketimi kandaki insülin miktarını artırır. İnsülin pankreas tarafından kan şekerini artırmak için salgılanan bir hormondur. Şeker ne kadar fazla tüketilirse pankreas o kadar insülin salgılar. Verilere göre kronik insülin yüksekliği bazı kalp hastalıklarına, kansere, sivilceye, polisitik yumurtalık sendromuna, ve hatta miyopa davetiye çıkarmaktadır. Azalan şeker miktarı insülinin de azalmasına neden olur. İnsülin yüksekliğinin neden olduğu birçok kronik rahatsızlık vardır. Bunlar:
- Şeker bağışıklık sistemini baskı altına alır.
- Şeker vücudun mineral dengesini bozar.
- Hamilelik ve emzirme periyodunda aşırı şeker tüketilirse fetüste kas gelişimi olumsuz etkilenir.
- Gazlı içeceklerdeki şeker çocukların süt tüketimini engeller.
- Şeker doku ve hücreleri tahrip eden reaktif oksijen türlerini artırır.
- Şeker çocuklarda hiperaktiviteyi, gerginliği, konsantrasyon problemlerini ve huysuzluğu artırır.
- Şeker fazlası zararlı olan trigliserid yağ asidi miktarını artırır.
- Şeker vücudun bakterilere karşı savaşında direncini artırır.
- Şeker yumurtalık kanserine neden olabilir.
- Şeker vücutta krom ve bakır minerali eksikliğine neden olur.
- Şeker yaşlanmayı hızlandırır.
- Diş çürümelerini hızlandırır.
- Vücudun kalsiyum ve magnezyum emilimini güçleştirir.
- Alkol bağımlılığını tetikler.
- Yaş ilerledikçe gözleri daha zayıf hale getirir.
- Dopamin, serotonin ve nöroepinefrin gibi nörotransmitterlerin zamansız salımını sağlayarak vücudun duygusal tepkilerini dengesizleştirir.
- Çocuklarda adrenalinin daha hızlı salınımına neden olur.
- Gastrit ve oniki parmak bağırsağı ülserini tetikler.
- Kandaki E vitaminini azaltır.
- Periyodontal diş hastalıklarına neden olur.
- Besin alerjilerine neden olur.
- Çocuklarda egzama gibi cilt hastalıklarına yol açar.
- DNA’nın yapısını bozabilir.
- Hamilelik esnasında kan zehirlenmesine neden olur.
- Kardiyovasküler hastalıklara zemin hazırlar.
- Katarakta neden olur.
- Damar tıkanıklığına neden olur.
- Düşük yoğunluklu lipoproteinleri (LDL) artırır.
- Enzimlerin fonksiyonlarını bozar.
- Pankreasın çalışma düzenini bozar ve kadınlarda pankreas kanserine neden olur.
- Böbreğin boyutunu artırarak böbrekte patolojik değişikliklere neden olur.
Yorumlar
Yorum Gönder